23 Şubat, 2011

PAÇANGA BÖREĞİ / TON BALIKLI SALATA



İkiside kolay ve sevdiğim bir tarif. Paçanga böreğini özellikle iftar sofralarında, misafir ağırlarken çeşit olması ve yapımının kolaylığı, daha önceden hazırlanıp dondurucuda saklanabilmesi nedeni ile çok seviyorum. Ton balıklı salata, hepimizin bildiği, yaptığı mısır, havuç, siyah zeytin, marul, yağ ve limonun güzel birlikteliğinden oluşan, ister yemek yanında, ister sandöviç arasında tüketebileceğiniz basit ama doyurucu olabilen bir tarif. Siz hangi malzemeyi ne kadar isterseniz koyar, ekler, çıkarırsınız. Bu nedenle, ben sadece paçanga böreğini yazacağım.
PAÇANGA BÖREĞİ
3 yufka
dilimlenmiş 24 dilim kaşar ve pastırma
Tercihen ben pastırmanın etrafındaki çemen kısmını temizliyorum. Bir dilim pastırmayı ortadan ikiye böldüğüm için 12 dilim pastırma tarif için yeterli geliyor. Yufkayı 8 üçgen parçaya bölüyor, bir dilim kaşar ve üstüne pastırma koyup resimdeki gibi, kaşar genişliğinde etraflarını katlayıp sarıyorum. Sonrası malum, önce yumurta, sonra galeta ununa bulanıp, az yağda kızartılıp, afiyet ile sıcak olarak yeniyor. Banakalırsa deneyin derim.

21 Şubat, 2011

SEVDALIM HAYAT / ZÜLFÜ LİVANELİ




"Sevdalım Hayat",

Zülfü Livaneli kitabı hakkında
Tartışma yaratacak ´anılar denizi´ Zülfü Livaneli´nin, Mutluluk ve Leyla´nın Evi adlı çok satan kitaplarının ardından beklenen anlatısı çıkıyor. Bir dönemin siyaset ve sanat olaylarına ışık tutacak, her kuşaktan insanlar arasında ilgi uyandıracak anı ve değerlendirmeleri kapsayan roman tadındaki bu kitapta, okuma serüveni peşindeki bir çocuğun düşleri, hücrelere kapatılan ve sürgünlere mahkûm edilen bir aydının serüveni anlatılıyor.

SEVDALIM HAYAT

akasya kokan gecelerde
türküler söyleyip dolaşırdın sen
birer birer dökülen hecelerde
kendi yüreğinle yarışırdın sen

sağ olsun uçan kuşlar
çiçeğe durmuş ağaç
yaşasın sevdalılar
sevdalım hayat

karanlıktan güçlüydü hep aydınlık
uzakta parlayan sımsıcak ışık
şiir sana tutkun sen ona aşık
kendi yüreğinle yarışırdın sen

sağolsun uçan kuşlar
çiçeğe durmuş ağaç
yaşasın sevdalılar
sevdalım hayat

yaşam dalga dalga uzar giderdi
ölüm gözümüzde bir arpa boyu
çocuk gibi öper, okşar, severdim
yediğim ekmeği, içtiğim suyu

sağolsun uçan kuşlar
çiçeğe durmuş ağaç
yaşasın sevdalılar
sevdalım hayat.
Zülfü LİVANELİ

“SEVDALIM HAYAT” bir çocuğun kitap okuma aşkından başlayıp, düşleri, hayal kırıklıkları, özlemleri, ayrılıkları ve hücrelere kapatılan ve mahkum edilen bir aydının hayat hikayesini anlatıyor. Hepimizi hayatında uzaktan tanıyıp da duruşunu, bakışını, şarkılarını, kitaplarını, insanlığını, hatta gülüşünü, yüzündeki aydınlığı sevdiğimiz bizden yaşça büyük insanlar, olmuştur sanıyorum, Livaneli benim için bunlardan birisi. Kitap çok yalın, abartısız ve samimi, zaman zaman hüzünlendirmesine rağmen, yaşam felsefesi ve düşünceleri kitabı çok diri tutuyor. Tanıdığınızı ve sevdiğinizi düşündüğünüz insanı aslında çok az tanıdığınızı düşünüyorsunuz kitap bitince ve ben kendi adıma kitabı bitirdiğimde, işte bu yüzden, beklediğim gibi bir hayat, müzisyenlik, yazarlık bir tarafa yüzüne yansıyan ve en sevdiğim yanı insanlığı dedim. Hayata sevdalı birinin hayat hikayesi,…İnsan sevince heyecanlı oluyor malum, çok uzattım, belki abarttım, sözün özü banakalırsa okuyun derim. Bu arada kitabı okuyalı çok oldu, sizlerle paylaşmadığım yeni aklıma geldi.

18 Şubat, 2011

"MİM"lendim

Biri Beni "Mim"ledi!

Uzun zamandır bloğum olmasına rağmen ben de ilk defa cafenohut tarafından (http://cafenohut.blogspot.com) MİM’lendim. Ben de sevgili Ayşe’yi (http://dahabaska.blogspot.com) MİM’liyorum. :) (Kabul ederse tabi)

1.Gün içinde, eğer gerçekleşirse şok geçireceğin şey?

Uzun zamandır görmediğim bir arkadaşımı görmek yada “akşam tatile gitmek için yola çıkıyoruz” diye bir haber almak.

2.Gördüğün zaman, eğer almazsam uyuyamam dediğin şey?

Genelde alışveriş yapmayı her bayan gibi severim ama, uykusuzluğa dayanamadığım için hiçbir şeyin beni uykusuz bırakacak olması mümkün değil.

3.Uğruna diyetini bir kalemde bozduğun şey?

Cheescake yada bitter çikolata :)

4.Uğurun var mı, uğurun?

Maalesef uğurum yok.
5.Kendine en yakıştırdığın renk?

Beyaz ve siyah. İkisini de çok sever ve özellikle beyazı kendime çok yakıştırarak giyerim.
6.En sevdiğin takın?

Eşimin aldığı nazar boncuklu kolyem.

7.Takıntın?

Biraz simetri ve düzenli olmak en büyük takıntılarım denebilir.

8.Bavulum çoktan hazır, gitmek istediğim şehir, ülke?

Bodrum (Gümüşlük-bir defa gittim ve aklım kaldı), Karadeniz’in her şehri olabilir (henüz görmedim, sadece belgesellerden biliyorum :( . Ülke Paris, Mısır, ….bu liste epeyce uzar gider sanıyorum.

9.Ben bu şarkıyı duyunca şakırım?

Rafet El Roman / Ben kendimi bildim bileli, bir sana aşık bir sana deli …

10.Solunda ne var?

Arkasından güneşin vurduğu, önünde menekşelerim olan çok aydınlık bir cam.

17 Şubat, 2011

MUZLU ROLO PASTA


Bu pasta kızım küçükken büyük marketlerde görüp istediği için bir yada iki defa alınan daha sonra üstündeki bütün süs malzemeleri tekrar kullanılmak üzere saklanıp, bu süsler ile ben de yapabalirim diyerekten, küçük hanımın yılbaşı pastası geleneği haline geldiği için her sene tekrar tekrar yapılan muzlu rulo pastamız. Tarif çok basit ve sürekli kullandığım bir pandispanya tarifi, yapımı ve malzemeleri son derece kolay, süsleme konusunda biraz daha yetenekli ve sebatlı olabilsem süper... olacak bir pasta. Bu arada kızım için bakmayın küçük hanım dediğime o artık aslında ben ne kadar küçük görsemde güzel mi güzel bir genç kız. Geçen hafta Cumartesi günü 16 yaşını doldurdu. İsmi özellikle bu zaman bilinerek konulmasa da (Cemre), doğum gününden bir hafta sonra (19-20 Şubat) Cemreler düşmeye başlıyor. Cemre malum çoğumuzun bildiği gibi İlkbahar başlangıcında yedişer gün arayla önce havada sonra su ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık artışı. Baharın gelişi yakındır yani, Cemreler yakında düşmeye başlarlar....

Gelelim pandispanya tarifimize,

PANDİSPANYA

3 fincan un (kahve fincanı)
2 fincan şeker
3 yumurta
1.5 çay kaşığı kabartma tozu (üstüne limon sık)

Yumurta ile şekeri iyice çırptıktan sonra unu ve kabartma tozunu ilave edip, dikdörtgen bir fırın tepsisine yağlı kağıt koyup pandispanyayı pişiriyorum. Fırından çıkınca şekil alsın diye yağlı kağıt ile rulo haline getirip, arasına bol miktar ister hazır, ister ev yapımı puding sürüyor, iki adet muzu koyuyor ve rulo haline getirdikten sonra, tekrar bol miktarda pudingi üstüne sürüp, dilediğiniz gibi süslüyorsunuz. İnanın yazmaktan bile daha kolay yapılan çok pratik bir tarif. İsterseniz, küçük borcamda yuvarlakta yapabilirsiniz. Banakalirsa deneyin,.... Unutmadan yaklaşık iki yıldır Cemrem bile kendi kendine yapabiliyor :))

14 Şubat, 2011

AMA SEVMEYE YETMEZ HERKESİN KALBİ



14 Şubat kimileri için ticari bir gün, kimileri için anlamlı, kimileri için anlamsız,... Siz nasıl istiyor ve nasıl yaşıyorsanız, sevgi dolu ve mutluluk içinde geçsin gününüz.


HERKES VE BİRKAÇ KİŞİ

Yağmur Herkese Yağar
Güneş Isıtır Herkesi
Mevsimler Herkes İçindir
Yalnız Çığ Altında Kalan
Sele Kapılan Her Zaman Birkaç Kişi

Herkes İçindir Aşk Da Ayrılık Da
Yalnızca Birkaç Kişi Ölür Acıdan
Eskiden Ölümle Tartılırdı Ayrılık
Kiminin Hayatı Yalnızca Unutkanlıktan

Her Şey, Herkes İçin Değildir Oysa
Kimi Hiçbirşey Ögrenmez Karanlıktan
Yalnızlığı Kullanmayı Bilmez Kimi
Kimi Ayrılamaz Karanlıktan

Yağmur Herkese Yağar
Ama Çok Az İnsan Tutar Yağmurun Ellerini
Onca Şarkı Onca Film Onca Roman
Ama Sevmeye Yetmez Herkesin Kalbi

Çığ Altında Kalan Sele Kapılan
Aşktan Ve Acıdan Ölen
Birkaç Kişi Dünyayı Başka Bir Yer Yapmaya Yeter
Aslında Onların Hikayesidir Anlatılan
Diğerleri Dinler, Seyreder, Geçer Gider
Geçer Gider Herkes
Hikayelerdir Geriye Kalan.

MURATHAN MUNGAN

10 Şubat, 2011

TABAKTA BİRİKEN YEMEKLER İLE SANAT ESERİ

Sanatçı Alexander Crispin tabakta biriken yemeklerle adeta sanat eserleri yaratıyor.

Yemekle oynamak’ kötü bir alışkanlık olarak bilinse de, fotoğraf sanatçısı Alexander Crispin için bu durum geçim kaynağı olmuş gibi görünüyor. Zira sanatçı yarattığı marka ‘Crispy Clean’ ile yemek tabaklarına sadece lezzet katmıyor, çeşitli besin öğeleriyle harika manzaralar da oluşturuyor.
Radikal / 8.02.2011

Çok güzel görünüyorlar değil mi? Tablo gibi...




08 Şubat, 2011

Silivri Toplama Kampı ZULUMHANE


Balbay kitabında Ergenekon iddianamesindeki tezatlara ve yanlışlıklara değiniyor. Hakkındaki iddiaları da yanıtladığı kitabında Atatürk’ün bile şüpheli gösterildiğini iddia ediyor, kitabında Silivri Cezaevi’ndeki yaşantısını ve karşılaştığı trajikomik durumları ve ‘yalnızlığı’ da ilginç örneklerle anlatıyor. Kitap genel olarak güzel ve akıcı bir kitap. Benim en çok etkilendiğim bölüm ise, anne olma duyarlılığı işin içine girdiği için, eşinden ve çocuklarından bahsettiği, özlemin ve onlarla olamamanın, kaçırdıklarının, çocukları ve eşinden ayrı kalma sürecinde kendisi ile birlikte ancak kendisinden çok uzakta iken yaşadıklarının anlatıldığı bölüm. Özellikle oğlu ile telefonda bir yaşanmışlığı var ki beni hıçkıra hıçkıra ağlattı desem o an ki duygularım için az kalır yine de tam ifade edemem sanıyorum.... Banakalirsa okuyun derim.


Uydurma bir örgüt
Birbiriyle ilgisi olmayan kişiler
Gizli tanıklar ve hayal ürünü iddialar
İçinden çıkılmaz hale getirilen bir dava
- Mustafa Balbay

Hapishanesiyle, mahkemesiyle "Silivri Toplama Kampı", ortaçağ mantığının 21. yüzyıl olanaklarıyla donatılmışıydı.
Filistin askısı yok, dijital işkence var.
Kalabalık koğuşlar yok, yalnızlaştırma var.
Hukuk yok, "Kuvvetli şüphe" var.
Cumhuriyet savcısı yok, hükümet savcısı var.
Silivri kapıları, pencereleri demir, biz çelik.
Silivri dünyanın en büyük demir-çelik tesisi...
- Mustafa Balbay