19 Eylül, 2012

NİŞASTALI UN KURABİYESİ


Sanıyorum artık siteyi az çok takip eden herkes benim kahvenin yanında 1 tane kurabiye yemeyi çok sevdiğimi bilir. Daha önce paylaştım mı bilmiyorum ama; tezgahın üstünde kocaman cam kavonozlarda sürekli evde kurabiye bulundurma hayali de emeklilik hayallerimi süsler. Bu kurabiyeler ağızda dağılan, hemen eriyen, pişerken üzeri çatlayan her yapılışında kedine hayran bırakıp "miss gibi" dedirten cinsten. Yaz mevsiminde  sıcaklar nedeniyle bir çoğumuz hamur işi yapımına sanıyorum biraz araya veriyoruz. Malum sonbahar, henüz sıcaklıklar iyi gitse de şöyle dumanı üstünde kahveler, içimizi ısıtacak ev çayı hayalleri kurma zamanı yakındır. Banakalırsa deneyin derim, hiç pişman olmayacaksınız.

NİŞASTALI UN KURABİYESİ

2 paket buğday nişastası
2 çay bardağı un
1.5 çay bardağı şeker
½ limon
1 paket margarin (oda sıcaklığında beklemiş)
2 yumurta
1 paket kabartma tozu
Bütün malzemeler yoğrultuktan sonra üstü çok kızartılmadan pişirilir. Genellikle 2 çay bardağından biraz daha fazla un kaldırıyor, ben bu yüzden yoğururken kıvama göre 1/2 yada 1 çay bardağı kadar un ilave ediyorum (un miktarı az gelirse yayılma oluyor).  Piştikten sonra soğuyunca yarısına çay süzgeci ile pudra şekeri, yarısına da tarçın eliyorum. 

05 Eylül, 2012

KAPI FOTOĞRAFLARI

KAPI FOTOĞRAFLARI

Kızım bu sene tatilde kapı fotoğrafları çekmeye merak sardı. Ayvalık ve Cunda da çekti fotoğrafları. Sen çek dedim, hem ben bloguma da koyarım. Farklı renk, malzeme, farklı tarz, modeldeki kapılara baktıkça eskiden kapıların bile bir karakteri, bir kişiliği varmış diye düşünmeden edemedim. Şimdi tek tip olmasa bile çoğu çelik olan, yaşayanların tarzıyla ilgili hiç bir bilgi vermediği gibi, soğuk, renksiz, sevimsiz....birbirine benzer kapılar var çoğumuzun evinde. Oysa bu kapılar insanın değişik bir aleme alıp götürüyor baktıkça. Kimler yaşadı, neler yaşandı arkalarında kimbilir. Hangi üzüntüler ve sevinçlere, hangi kültür, hangi dillere, doğumlar ile yaşam telaşı, ölümler ile vedalara, hüzünlere...  nelere tanık oldular ve olmaya devam etmekteler. Banakalırsa sahip çıkalım ve yaşatalım.

















Hepsi ayrı güzel, hepsinde kimbilir kaç çeşit hikaye...