18 Ekim, 2011

BOYA KALEMİNDEN KALEMLİK







Yukarıda resimlerini gördüğünüz kalemliği dün gece kızım ders çalışırken yapmış. Renkli, farklı bir şeyler görmek, biraz kafa dağıtmak,... istedi sanıyorum. Çok beğendim, bence güzel bir fikir. Banakalırsa piyasada satılanlardan daha değerli, daha renkli (keşke hepsinin ucunu aynı boyda açmayı da akıl etseymiş). Kimbilir belki yapmak isteyenler olur diye paylaşmak istedim.



Bir de uzun zamandır daha önce resimlerini paylaştığım ufaklığın (yeğenim) resimlerini bu aralar hiç koymadığımı fark ettim. Şu yüzdeki masumluğa ve güzelliğe bakar mısınız? Çok mu güzel, yoksa bana çok sevdiğim için mi bu kadar güzel görünüyor bilmem ama; çok sıcak ve çok dilli bir çocuk. Artık 2.5 yaşına yaklaşıyor ve konuşması çözüldükçe daha bir kendine bağlıyor insanı. Eee nede olsa kız çocuğu cilvesi bile yetiyor. Bahtın güzel olsun küçüğüm.



Ağustos ayında hastalandık ve bir hafta kadar hastanede kaldık. Çok çırpılmış, kilo vermiş, yorgun ve halsiz halimiz bu resimdeki, yine de gözlerimiz gülüyor ama.

11 Ekim, 2011

ADIM SONBAHAR



ADIM SONBAHAR

nasıl iş bu
her yanına çiçek yağmış
erik ağacının
ışık içinde yüzüyor
neresinden baksan
gözlerin kamaşır

oysa ben akşam olmuşum
yapraklarım dökülüyor
usul usul
adım sonbahar


Dışarısı inanılmaz karardı. Sanki güneş battı, akşam olmak üzere. Yağmuru ve sonbaharı hem çok severim, hem çok hüzünlendirir beni. Aklıma Atilla İlhan'ın bu şiiri geldi, hazır ölüm yıldönümü de bu gün... Hem Atilla İlhan'ı anmaya, hem yağmura, hem sonbahara (aslında sonbahara değil de sonbaharı yaşayanlara) uygun düşer diye yazmak istedim. Dışarısı nasıl olursa olsun, yüreğinizin hep baharı yaşaması dileğiyle...

YAĞMURU KEYFE DÖNÜŞTÜRECEK ŞEMŞİYE TASARIMLARI

Malum yaz bitti artık. Güneşi nadir, yağmuru bol bol göreceğimiz günler yaklaştı. Ben çantada şemsiye taşımayı beceremeyenlerdenim. Şemsiye taşıdığım günler boyunca yağmur yağmaz, şemsiyeyi taşımaktan sıkıldığım, bu gün yağmaz herhalde dediğim gün genellikle yağmur yağar. Aşağıdaki şemsiye tasarımlarına bayıldım. Özellikle sırt çantası şeklinde olana. Bazen hem elinizde taşıdığınız şeyler, hem şemsiye gerçekten insanı çok zorluyor...






04 Ekim, 2011

BAŞAMEL SOSLU TAVUK





Bu sos ile yapılan tüm yemekleri ben ve Allahtan evdekiler çok severek yiyoruz. Fırında makarnadan, tavuğa, karnıbahardan, lazanyaya çok amaçlı kullanılabilen yapımı kolay ancak; yapamayacaklar için hiç denemediğim halde hazırının da olduğunu bildiğim bir sos. Yıllardır sosu sıkça yapmam nedeni ile artık bir hayli tecrübe sahibi oldum. Yaparken biraz yağı bol tutup, direk el mikseri ile unu kavurur ve sütü yavaşça ekleyerek kıvam bulursanız hiç topaklanma olmuyor. Aslında göz kararı yaptığım soslardan biri ama; aşağı yukarı tarif vermeye çalışacağım. Kimileri tarafından çok sevilen, kimileri tarafından ise hiç sevilmeyen bu sosu ve bu sos ile yapılan yemekleri banakalırsa deneyin derim.


Başemal sos


3 yemek kaşığı sıvıyağ

3 yemek kaşığı un

3 bardak kadar süt


Un ile yağ kavrulur ve süt ilavesi ile karıştırılarak pişirilir. Koyu bir sos kıvamına gelene kadar karıştırılmaya devam edilir. Piştiğinde üstüne karabiber ve tuz ilave edilir. Önceleri 1 yumurta ekleyip (hafif ılıdığında) çırpıyordum ama artık yumurta ilave etmiyorum.


1 Tavuk göğsü haşlarınır ve küçük küpler halinde doğranır. 3 Adet patates küp küp doğranıp kızartılır ve tavuklar ile yuvarlak borcama alınır. Üstüne 1 avuç içi kadar haşlanmış bezelye ilave edilip karıştırılır. Bu malzemenin üstüne başamel sos dökülüp fırında üzeride hafif pembeleşinceye kadar pişirilir. Sonrası malum, afiyetle yenilir.