31 Ocak, 2012

KURU İNCİR VE KURU KAYISILI KEK

Hava inanılmaz soğuk. Ankara'da sabah saatleri -10 dereceyi gösteriyordu. Malum soğuk havalarda daha çok enerji ihtiyacımız var. Kuru incir ve kuru kayısı zaten tatlı olan keki iyice tatlandırıyor biliyorum ama; soğuk havada, bir hayli üşümüşken, yanında kahve de olursa hem içimizi ısıtıyor, hem beynimizi mutlu ediyor. Tarif her zaman yaptığım kek tarifi 4,3,2,1. Deneyin banakalirsa pişman olmazsınız.

Malzemeler

4 yumurta (ben 3 koyuyorum)
3 bardak un
2 bardak şeker (ben 1 koyuyorum)
1 bardak süt
1 paket kabartma tozu
1 bardak ayçiçeği yağı (2/3 bardak koyuyorum)
4-5 adet kuru incir ve 4-5 adet kuru kayısı (ufak doğranmış)

Yumurta ile şekeri birlikte 5 dakika çırp ondan sonra diğerlerini dök. Un ile kabartma tozunu ekle ve karıştır. En son kuru incir ve kuru kayısıyı ekleyip karıştırıyor ve yağlanmış kalıba döküyorum.

24 Ocak, 2012

BAHAR TEMİZLİĞİ/ATİLLA ŞENKON

bahar-temizligi-attila-senkon


Kitap detayı
Yaşamımın bu yeni döneminde bir bahar temizliği gerek bana. Tozlu sandıklar, eski defterler açılmalı, içlerinde ne varsa ortaya dökülmeli birer birer.-dili geçmiş, -miş'li geçmişlerimle yüzleşmeli, kendimi temize çekmeliyim. -tüh'lü bir geçmiş zaman bırakmamalıyım ardımda. Keşkesiz, acabasız, taptaze bir başlangıç istiyorum şimdi. İliklerime kadar ıslanarak yıkanmak, anıların tortusundan arınmak için yağmura çeviriyorum yüzümü. Yorgun bedenimi, huzurlu bir gülümseyişle kırkikindilere teslim ediyorum.

Kitabın arka kapağında yukarıdaki cümleler yazıyordu. Hem kitabın adı, hem de yukarıda ki satırlar okumalıyım dedirtti bana. Bazan beklentileriniz çok yükselir ise hayal kırıklığı yaşarsınız ya. Hani bir filmi çok güzel diye anlatırlar ama; size çok güzel gelmez, hani çok komik derler de siz bir türlü gülemezsiniz yada çok acıklıdır kimilerine göre bazı olaylar ama, siz sakin, tepkisiz dinlersiniz. Kitabı okuyup bitirdiğimde hissettiklerim bunlardı. "Aykırı Üçgenleri" çok beğenmiştim, "Bahar Temizliğini" de beğendim ancak, beklediğim gibi bir bahar temizliği, bir kendin ile hesaplaşma, bir arınma, hesap görüldükten sonra ki huzur ile gelen kırkikindiler yoktu. Banakalirsa, konu sizi etkilediyse okuyun, keyifli bir kitap ancak; yukarıda ki cümlelere bakıp beklentinizi çoook yüksek tutmayın derim.


19 Ocak, 2012

AYKIRI ÜÇGENLER/ATTİLA ŞENKON


Attilâ Şenkon'un aldatılmış erkekler üzerine kurguladığı üçlemesini, Aykırı Üçgenler başlığıyla tek kitapta sunuyoruz. 'Aldatılan, aldatan, aldanan' üçgeninin 'iç acıları'na yansız bir duyarlılıkla çözüm arayan bu öyküler, büyük biryapbozun parçaları gibi okur tarafından özenle birleştirilmeyi bekliyor.
Ten Yükü
Taşınamayacak kadar ağır, sıyrılamayacak kadar yapışkan bir yük...'
Bıyık İzi Yalanları
'Görünemeyecek kadar ince, silinemeyecek kadar derin bir iz...'
Sustum duydun mu?
'Söylenemeyecek kadar gizli, bastırılamayacak kadar güçlü bir söz...'
(Tanıtım Bülteninden)
Güzel, keyif ile bir çırpıda okunan, erkek ağzından alışkın olmadığımız kadar naif, yumuşak, duygulu anlatılmış bir öykü. Öyle ki yazar ile tanışmayı, kitabındaki karakter gibi, duygusal, samimi, kırılgan,... ne bileyim bizim (bayanlar) erkekler tarafından anlışılamayan yönlerimizin yazarda gerçekten varolup olmadığını görmek istedim. Yazar başka, yarattığı karekterler başka biliyorum ama, duyguları böylesine iyi anlatmak için, olaylara bu çerçeveden bakabilmek için önce iyi bir yazar değil, duygusal bir insan olunmalı bence. Sözler ile öyle güzel oynamış ki, tek kelimeler ile öyle büyük, öyle güzel sözler etmiş. Sustum duydun mu? çok etkiledi beni. Banakalirsa okuyun derim. Şimdi sıra ikinci kitabı "Bahar Temizliği"nde. Önsözünü okudum, güzeldi. Bitirince paylaşırım sizinle.

10 Ocak, 2012

TERAPİDE 5 SOLUK/İlkim Öz

Olur ya… Günün birinde ruhunuz ağrırsa…Türkiye'de psikoterapi seanslarının öyküleştirildiği ilk kitap...Psikolog ve aile terapisti İlkim Öz, "Psikoterapi insanın kendine olan yolculuğudur. Psikoterapist ise bu yolculukta, kişiye yolunu değil, o yolda nasıl yürüneceğini gösterendir," diyor. "Hepimizin bir karanlık odası vardır. Bizi hoşnut etmeyen yaşantıların çoğunu o odaya atıveririz. Çoğu kez bazı evlerin çatıkatındaki karanlık, bakımsız, dağınık odalar gibi bu oda da öylesine karmakarışıktır ki oraya neleri attığımızı bile unuturuz. Üstelik odanın anahtarını saklar, nereye sakladığımızı hatırlamaz ve oraya asla kimseyi de sokmayız; hatta kendimizi bile... Ta ki karanlık odadaki eşyalar kokuşup çürüyüp kokusu bizi rahatsız edene kadar...
Güzel bir kitaptı, bir solukta okundu ve bitti. Masal kitabı gibi,... Bazen şaşırttı, bazen üzdü, kimi zaman çok düşündürdü. Bedenimiz hastalağında hemen doktora gideriz ama; ruhumuz hastalandığında hiç önemsemeyiz. Aklımda en çok bu takılı kaldı. İnsanın yaşadığı her şeyin birbirine nasılda zincirleme bağlı olduğu. Psikoloji oldum olası sevdiğim bir alandır. Belki o yüzden beni bu kadar çok etkiledi bu terapiler. Siz banakalırsa kendiniz okuyup, karar verin.