02 Aralık, 2014




Farklı bir hikaye, alışılmamış bir konu, farklı bir hayat, yer yer üzüldüğüm, yer yer kızdığım, aaa diye okuyup, farklı hiç duymadığım kelimeler duyduğum,... okunası bir kitap. Banakalırsa siz de okuyun derim.


41. Oda Mardinkapı

2013 yılı “Everest Yayınları İlk Roman Ödülü”nükazanan 41. Oda: Mardinkapı, Kırşehirli bir ailenin dağılış sürecini en büyük kızları Bernayı merkeze alarak anlatıyor. On altı yaşındayken halasının oğlundan hamile kalan, küçük yaşta anne olan Bernanın savrulan yaşamı geneleve kadar uzanıyor. Yeterince bilinmeyen, dış dünyaya kapalı, kendi içinde kuralları olan bu âlemi bütün acımasızlığı ve çıplaklığıyla gözler önüne seriyor Arzu Arınel. Sevgilisi Cemalin Bernaya söylediği ise romanın omurgası gibi: “Bu bir defalık hayatta herkes sadece kendine aittir sevgilim.”

10 Kasım, 2014

ZEYTİNYAĞLI PIRASA


Tam da kış yemeği. Herkes farklı yapıyor biliyorum. Salçalı, kıymalı ve zeytinyağlı,... daha bilmediklerim de vardır eminim. Gerçi ben sadece zeytinyağlısını seviyorum. Yapımı kolay ve düdüklü de yaptığım için pratik bence. Pırasaları yıkayıp doğradıktan sonra, havuçları küp küp doğruyor, yaklaşık 1 çay bardağı kadar yıkanmış pirinç ve damak zevkinize göre zeytinyağ ilave ediyor, tuzunu ve 1 tatlı kaşığı kadar şekeri de koyup 1 limon sıkıyor ve düdüklü de 20 dakika kadar pişiriyorum. Su ilavesi size kalmış, ben biraz koyuca sevdiğim için suyunu az koyuyorum. Banakalırsa deneyin derim. 

22 Eylül, 2014

SODA ŞİŞESİNDE KIŞLIK MENEMEN/DOMATES YAPIMI


Aslında kışlık domates ve menemenimi yıllardır kız kardeşim kavonozlarda yapıyor. Bu sene bir arkadaşımda bu yapım şeklini gördükten sonra soda şişesi biriktirmeye başladım. Çok pratik ve bol miktarda yapabileceğiniz, internetten şişe kapağı kapatma aleti dediğinizde hem görsel olarak görüp, hem çok uygun miktara sipariş edebileceğiniz, hatta arkadaşımın da yaptığı gibi iki üç kişi ortaklaşa kullanabileceğiz bir alet. Öncelikle soda yada benzeri şişeleri biriktirip, sonrasında domates ve biber alıp, biber ve domatesleri menemen yapılacak şekilde doğrayıp şişelere dolduruyoruz. Sonrası menemen için biraz oyalasa da inanın değecek. Uygun miktarda tuz atıp, soda şişelerine domates ve biber karışımını biraz parmak ile bastırarak doldurup üstünde 1-2 cm. boşluk bırakıyoruz. Şişeler dolduğunda işiniz bitti sayılır çünkü gerisi alet ile kapağını güzelce kapatıp, şişeleri bulaşık makinasına dizip yaklaşık 1 saat 60 derecede makinada pişmesini sağlamaktan ibaret. Diğeri daha kolay. Domatesleri robottan çekip, şişelere doldurup aynı işlemi tekrar ediyoruz. Arkadaşım yaklaşık 200 civarı şişe, ben ise 35 civarı şişe yaptım eşim ve kızımın yardımıyla. Banakalırsa deneyin hem ocakta kaynatma derdi yok, hep benzeri tariflere iyi bir alternatif olacak kadar kolay. Domatesler bitmeden tam zamanı.

17 Eylül, 2014

BU GÜN BUNU SEVDİM

İnsanlar köprü kuracakları yerde duvar ördükleri için yalnız kalırlar.


08 Eylül, 2014

KIŞLIK PATLICANLI MÜKEMMEL SOS




Bir arkadaşımda yedikten sonra çok beğendiğim sosu kız kardeşimin bana da vermesi ile kesinlikle yapılmalı dediklerimin arasına aldım. Arkadaştan yapılış tarifini ölçü ile alamadığım için (ölçü onlarda 5-6 kilolarla yapıldığından) internette en yakın tarif için gezer oldum. Sonuç olarak aşağıdaki sitede yayınlanmış tarif hem duyduğum, hem de yediğim tarife en yakın olandı. Malum kış hazırlıklarının hızla devam ettiği bu günlerde bu güzel tarifi de denemek isteyenler olacaktır. Banakalırsa mutlaka ama mutlaka yapın derim. Hem güzel bir sos, hem şık bir salata, hem iyi bir meze yerine geçecek ve elinizin altında hazır olacaktır.


Köz patlıcanlı domates sosu (http://dokuzuncubulut.com)
Malzemeler:
·         1 adet iri bostan patlıcanı
·         2 adet kapya biber
·         2 adet çarliston biber
·         4 adet iri domates
·         4 diş sarmısak
·         yeteri kadar deniz tuzu ya da turşuluk tuz
·         yeteri kadar zeytinyağı
·         1 adet defne yaprağı
Hazırlanışı:

·         Patlıcanı bıçakla birkaç yerinden delin ve kapya biberlerle birlikte tercih ettiğiniz yöntemle közleyin. Közlenen sebzeleri bir poşete ya da kese kağıdına koyun ve soğuyana kadar bekleyin. Soğuduktan sonra biberlerin kabuklarını parmaklarınızla temizleyin. Patlıcanı ortadan uzunlamasına kesin ve bir çorba kaşığı yardımı ile içini ayırıp kesme tahtasına alın. Biberleri ve patlıcanı çok küçük parçalar halinde doğrayın.
·         Patlıcanlar közlenirken domatesleri kabukları ile birlikte rondodan geçirin ve tencereye alın. İçine çok ince doğradığınız çarliston biberlerini de ekleyerek domateslerin suyu çok az kalana kadar pişirin.
·         Temizleyip küçücük doğradığınız patlıcan ve biberleri domateslere ekleyin. Sarmısakları da incecik kıyarak tuzla birlikte ilave ederek hepsini karıştırın. Birlikte bir taşım kaynatıp ateşten alın.
·         Steril edilmiş kavanozlara paylaştırın ve üzerlerine bolca zeytinyağı ekleyin, defne yaprağını üstüne koyun. Yeni bir kapak kullanarak sıkıca kapatın ve ters çevirerek soğuyuncaya kadar tezgahta bekletin. Birkaç gün içinde kapaktan sızma yapıp yapmadığını kontrol ederek kışın yemek üzere kilerinize kaldırın.
·         Eğer bir kısmını hemen yemek isterseniz, servis tabağına aldıktan sonra üzerine ince kıyılmış maydanoz ve biraz daha zeytinyağı ekleyerek sıcak ya da soğuk olarak servis edin.

Not: Tarif ve bu güzel anlatım için, internet adresi yazılı siteye teşekkürler.


05 Ağustos, 2014


Balbay`ın Maratonu

Balbayın Maratonu Uzun Koşunun Ortasında Gazetecilik maratonunu sürdürürken, mesleki faaliyetleri nedeniyle, Ergenekon davası kapsamında tutuklanan Mustafa Balbay, 3 adıma 4 adımlık hücresinden katıldığı 2011 seçimlerinde CHP İzmir Milletvekili seçildi. 4 yıl 278 günlük esaretin ardından, 9 Aralık 2013te tahliye edilen Balbay, Türkiyenin önemli bir siyasi aktörü haline geldi. Balbayın Maratonunda, yarım asırlık bir yaşama mercek tuttuk… 1971 Burdur depremi yaşamını nasıl etkiledi? 12 Eylülü nasıl yaşadı? Kimlerden, nasıl ölüm tehditleri aldı? Yıllardır gündemden düşmeyen Genç Subaylar Tedirgin haberini nasıl yazdı? Hakim karşısında geçen 3 bin saatte neler yaşadı? Cezaevinde toprağa basmak için ne reçetesi aldı? Hastalık tanısına ne yazıldı? Silivriden Sincana taşınırken neler yaşadı? Yaşamında pişmanlık duyduğu bir şey var mı? Siyasetteki hedefi ne? Neden Türkiyeyi kasaba kasaba dolaşıyor?


Kolay okunur ve bildik konuların söyleşi sırasında anlatılmasına dayalı bir kitap. Sıcak ve samimi. Banakalırsa okuyun derim.

25 Temmuz, 2014

ERKEN BAYRAM MESAJI


Her gününüzün bayram tadında geçmesi dileğiyle... İYİ BAYRAMLAR



Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz kalınca anlar insan...
Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir; sevmeninkini yalnızlık...
Sızlamayan her organ, hele de burun direği bayramdır.
Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp "çok şükür bugünü de gördük" diyebilmek...
Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.
Yoğun bakımda sancılı geceyi ya da kangren olmuş bir ilişkiyi bitirmek de öyle...
En acıktığın anda dumanı tüten bir somunun köşesini bölmek, korktuğunda güvendiğine sarılabilmek, dara düştüğünde dost kapısını çalabilmek bayramdır.
Bir sürpriz paketinden çıkan hediye, tatlı bir şekerlemede üstüne serilen battaniye, saçlarını müşfik bir sevgiyle okşayan anne bayramdır.
"Ona güvenmiştim, yanılmamışım" sözü bayramdır.
Hiç aldatmamış, aldanmamış olmak bayram...
Yeni eve asılan basma perdeler, alın teriyle kazanılmış ilk rızkın konduğu çerçeveler, yüklü bir borcun son taksiti ödenirken sıkılan eller bayramdır.
Evde yalnızlığı noktalayan insan nefesi, akşam kapıda karşılayan yavuklu busesi, sevdalı bir elin tende gezmesi, nice adağın ardından çınlayan çocuk sesi bayramdır.
Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta ölebilmek bayram..
Bunların kadrini bilirseniz, kıymet bilmeyi öğrenirseniz her gününüz bayram olur.
Meraklanmayın, öyledir diye size deli demezler.
Deseler de böyle delilik, bayram artığı günlerdeki nankör akıllılıktan evladır…..

Can DÜNDAR..



14 Temmuz, 2014




Köylerinden Kabile doğru yola çıkan bir parçalanmış ailenin hazin sonunu okuyacaksınız ama okumaya devam ettiğinizde her sonun bir başlangıç olduğu gerçeğini de anlayacaksınız. Güzel, akıcı bir kitap olmak ile birlikte duygudan duyguya koşacağınız bir kitap. Banakılarsa okuyun derim. 

Gece vakti, çölü bir el arabasını çekerek geçen bir baba. Arabanın içinde annesiz iki çocuk; iki kardeş; biri kız, biri erkek. Küçük Peri için ağabeyi Abdullah, ağabeyden çok öte. On yaşındaki Abdullah'a sorsanız Peri, her şey demek. Köylerinden Kâbil'e varmak için çıktıkları yolculuğun sonunda aileyi yürek parçalayıcı bir son bekliyor. Fakat aslında bu bir son değil... Kardeşlerin başlarına gelenler -yakın ya da uzak- ilişki kurdukları tüm insanların hayatlarında nesiller boyu yankılanacak... 
Hayat farklı aileleri sevgi ve fedakârlık, ihanet ve sadakat gibi ortak duygularla sınarken, karakterlerin başlarına gelenler ve yaptıkları seçimler, kitabın her biri ayrı bir renk ve lezzet taşıyan katmanlarını oluşturuyor. Afganistan'ın küçük bir köyünde doğan ve okuru Kâbil'den Paris'e, San Francisco'dan Tinos adasına taşıyan bu öykü, her sayfada renklenip güçleniyor. 

Ve Dağlar Yankılandı, bizi biz yapan değerler üzerine düşündüren, ustalıkla yazıldığını her bölümde yeniden kanıtlayan, büyüleyici bir roman. Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş ile dünya çapında sevilen bir yazar olan Khaled Hosseini'nin yazarlığında bir dönüm noktası.

(Tanıtım Bülteninden)

29 Mayıs, 2014

26 Mayıs, 2014

KARDEŞİMİN HİKAYESİ/ZÜLFÜ LİVANELİ


Sakin bir balıkçı köyünde genç bir kadının cinayete kurban gitmesiyle başlar her şey. Dünyadan elini eteğini çekmiş emekli inşaat mühendisiyle genç, güzel ve meraklı gazeteci kızın tanışmasına da bu cinayet vesile olur. Kurguyla gerçeğin karıştığı, duyguların en karanlık, en kuytu bölgelerine girildiği hikâye, daha doğrusu hikâye içinde hikâye de böylece başlar. Modern bir Binbir Gece Masalının kapıları aralanır. Ancak bu kez Şehrazad erkektir.
Kardeşimin Hikâyesi aşkın mutlulukta ulaşılacak son nokta olduğuna inananları bir kez daha düşünmeye davet eden, aşka, aşkın karmaşıklığına ve tehlikelerine dair nefes kesen bir roman. Her sayfada yeni bir gerçekliği keşfedecek, kuşku ile kesinliğin sınırlarında dolaşacaksınız.

Mantıksız gibi geliyor ama o sabah uyandığımda tuhaf bir haber alacağımı biliyordum. Karadenizin lacivert dalgalarıyla baş başa kalmış olan bu ıssız köyde geçen her gün birbirinin aynısı olduğu için burada insanların heyecanla konuşacağı olaylara pek sık rastlanmazdı. O günün de ötekiler gibi sessizce akıp gitmesi gerekirdi ama galiba başka şeyler olacaktı. O mahmur sabah saatlerinde bir cinayet haberi alacağımı bilmiyordum elbette ama bir haber gelecekti. Daha yataktan çıkmamıştım, gözlerim kapalıydı, arkalarında fosforlu çizgiler bırakarak yıldırım hızıyla hareket eden mor tavşanları izliyordum. 


Daha önce de okuduğum tüm "Livaneli" kitapları gibi bir çırpıda biten, oldukça sürükleyici, akıcı ve özellikle son kitaplarında "kurgu olağan üstü" diye düşündüğüm, gözleme ve bilgiye dayalı harika bir kitap. Kitabın sonuna kadar ne olduğunu çözemeden, o mu?, bu mu? diye okudum. Son hiç beklemediğim bir sondu ve edebiyatçıların beyninin mühendisler gibi çalıştığını doğrular nitelikteydi. Banakalırsa okuyun derim. 

"Her insan bedeninin çürüyeceğini bilir ve korkar. Ama çoğu insanın ruhu gövdesinden önce çürür; nedense bundan kimse korkmaz."


02 Mayıs, 2014

UN HELVASI

Kandil dündü biliyorum. Sadece gecikmeli de olsa tarifimi koymak istedim. Çok güzel olan bu tarifi ben de bir arkadaşımdan almıştım. Aslında sanıyorum en güzel halini de hep onda yedim. Benim yaptığım aynı tarif olsa da, kendi yaptığımı da severek yesem de, hep arkadaşımın yaptığı en lezzetliydi. Güzel bir tarif, buram buram kokuyor. Banakalırsa deneyin derim. Bu arada geçmiş kandiliniz mübarek olsun.
UN HELVASI (DENİZ)

3 su bardağı un
1.5 su bardağı şeker
1.5 su bardağı süt
1.5 su bardağı su
1 paket margarin
1 paket dolma fıstığı

Yağ eriyince fıstığı pembeleşinceye kadar kavur sonra unu ekleyip kahverengileşene kadar tekrar kavur. Ayrı kapta hazırladığın soğuk şerbeti tahta kaşıkla karıştırarak kavurduğun una yavaş yavaş dökerek kıvama gelinceye kadar karıştır. Tencerenin kapağını kapatmadan biraz toz şeker serp. Kapağı kapalı 5 dakika beklet. 

28 Nisan, 2014

ERDAL ATABEK/İKİ GÜZEL KİTAP

kiskirtilmis-erkeklik-bastirilmis-kadinlik-erdal-atabek




Başımızı kaldırmamız gerekiyor.

Bize öğretilen yanlışlara karşı başkaldırmamız gerekiyor.
Bize söylenen yalanlara karşı başkaldırmamız gerekiyor.
Sevginin ayaklar altına alındığı bir çıkar dünyasında bizim daha çok başkaldırmamız gerekiyor.
Duygularımızı korumak için, duygularımızı geliştirmek için daha çok başkaldırı gerekiyor.
Hayatın gözüne içtenlikle bakmalıyız.
Hayatı sevdiğimizi söylemekten korkmamalıyız.
Kendimizi savunmak hayatı savunmaktır.
Elimizi sevdiğimiz elin üstüne koymaktan korkmamalıyız. Korkulacak olan, giderek yapay bir insan olmaktır.
Elimizi hayatın elinin üstüne koyalım.
"Seni seviyorum" diyelim.
"Seni ben seviyorum, bu sevgi benim özgürlüğümdür, bunu duyduğum sürece seveceğim."


durustluk-sevgili-cocugum-erdal-atabek
"Dürüstlük insan ahlakının temelidir.
Ama dürüstlük nedir?
...
Dürüst olmak, gerçekleri kabul etmektir. Dürüst olmak, 
her şey ve herkes için aynı ilkeleri geçerli kılmaktır.
Dürüst olmak, her zaman ve her koşulda doğru bildiğinin
yanında olmaktır. bunlardan ötürü de dürüst olmak
çok zor bir şeydir."

Erdal Atabek'ten kişisel gelişim için bir rehber kitap...

İki kitabı da mutlaka ama mutlaka okuyun derim. Banakalırsa çocuklarınıza da okutun. İkisi de çok güzel. Bir çırpıda, bir solukta okunuveren, okurken keyifle ama düşünerek okuyacağınız iki kitap. Sanırım fazla söze gerek yok, banakalırsa okuyun derim.

11 Nisan, 2014

Mustafa Balbay/Geçmiştin Geleceğe TÜRKİYE

Gülümsemek Direnmektir, Zulümhane, Zulümname, Heyecan Yaşlanmaz,... gibi kitaplarını severek okuduğum Balbay'ın Geçmişten Geleceğe Türkiyesi de rahat okunan, bilgi ve gezi anıları ile derlenmiş, severek okuduğum bir kitap. Banakalırsa mutlaka okuyun derim.

Gecmisten Gelecege Turkiye

4 yıl 9 ay tutuklu kaldıktan sonra özgürlüğüne kavuşan Mustafa Balbay'ın hapiste yazdığı son kitap, kendisiyle yaptığı uzun söyleşiden oluşuyor.Balbay bu kitabında 80 ülkeye yaptığı gezilerin anılarına 33 yıllık gazetecilik birikimini katarak Türkiye'nin tarihine, bugününe, geleceğine ilişkin düşüncelerini paylaşıyor. Kitapta ülke sorunlarını dile getiren gazeteci Balbaydan ülke sorunlarına çözüm arayan politikacı Balbaya geçişin izlerini bulacaksınız. (Arka Kapak)



27 Mart, 2014

ZARF/ÜÇGEN BÖREK


Malzemeler:

6 adet yukfa
peynir
yağ+süt'lü karışım (yarımşar bardak kadar)
yumurta

Yapımı oldukça kolay bir börek. Sadece bildiğimiz böreklerden kesimi biraz farklı. Bunu anlatabilmek için iyi resimlemeye çalıştım. Umarım anlaşılır olmuştur. 

Yufkayı tezagaha serip üstüne süt+yağlı karışımdan sürüp, her yanına yediriyoruz. Üstüne ikinci yufkayı koyup, aynı şekilde karışımdan sürüyor ve üçüncü yufkayı koyup, kare şekline getirip peynir yada istediğimiz harcı yayıyoruz. Sonra köşelerden katlayarak tekrar kare elde ediyor ve bunu üçgen şekillerde kesiyoruz. Yumurta sürüp kızaran kadar pişiriyoruz. Farklı şeyler yapmayı seviyorsanız, hem lezzetli de olan bu böreği de deneyin banakalırsa.


21 Mart, 2014

MADAME BOVARY

madame-bovary-hasan-ali-yucel-klasikleri-gustave-flaubert


Bir çok yerde ilk çağdaş realist roman kabul edilen "Madame Bovary" ilk kez 1857 yılında basılmış. En etkilendiğim kısmı ise bu kitaptan sonra bovarizm akımı oluşmuş ve psikolojide tatminsizlik, memnuniyetsizlik anlamına gelen bir rahatsızlık olarak yer almış. Boş yere değil kitabın yaklaşık ilk yüz elli sayfasında bir hayli sıkıldım. Hatta ruhum yoruldu demek daha uygun olabilir. Kadının ruh hali, gel git'leri ruhumu daralttı. Kızıma bir ara "psikolojim bozulacak galiba, sen nasıl bulmuştun? " diye sordum. Sonrası konuyu ve olayı yeterince kavradığınızda kadının ve kocasının ruh haline acıyıp, merak edip, ya neler oluyor diye bir çırpıda okumaya çalışıyorsunuz. Merak edenler için kitap, iyi kalpli olmasına karşın sıradan bir doktor olan Charles Bovary'nin yüksek idealleri ve aşırı bir lüks tutkusu olan romantik karısı Emma Bovary'nin, yaşamının tekdüzeliğinden sıyrılmak için girdiği durumları ve yaşadığı çeşitli gayrimeşru aşk ilişkilerini konu alıyor. Banakalirsa okuyun, oldukça farklı bir kitap.

17 Mart, 2014

KAKAOLU FİNCAN KEK

Tarif bir arkadaşımdan. Yedik ve onayladık. Yapım aşamalarını kızım bizzat deneyerek tecrübe etti ve kendi yaptığını arkadaşlarına ikram etti bile. Yapımı kolay, tadı lezzetli, pofuduk ve oldukça kabarmış kekler oluyor. Banakalırsa mutlaka deneyin derim.




SÜREYYA'NIN FİNCAN KEK TARİFİ

MALZEMELER:  

·                     1 adet yumurta
·                     1 çay bardağı süt
·                     1 buçuk çay bardağı tozşeker
·                     2 çay bardağı un (1 bardağı nişasta da olabilir)
·                     1 paketten biraz az kabartma tozu
·                     1 tatlı kaşığı toz vanilya
·                     2 yemek kaşığı kakao       

YAPILIŞI:  
·                     KEK hamurunu çırpıp yağlağıdınız kahve fincanlarına paylaştırın.
·                     Fincanları tencereye dizip yarıya kadar ılık su doldurun.

·                     Havlu ile tencerenin ağzını örtüp kapağını kapatın ve 20 dakika kapağı  açmadan orta ateşte kaynatın. Keklerin 15 dakika dinlenmesinden sonra afiyet ile yiyebilirsiniz.

07 Mart, 2014

HAVUÇLU-MISIRLI PİRİNÇ PİLAVI




Eğer zirvede çam olamazsan,
Vadide bir çalı ol, ama ol.

Derenin yanındaki en güzel çalı sen ol,

Ağaç olamazsan küçücük bir çalı ol.

Çalı olamazsan bir parça çimen ol,

Süsle, şenlendir bir yol kenarını.

Balina olamazsan küçücük bir balık ol,

Ama göldeki balıkların en kıvrak olanı.

Hepimiz kaptan olamayız, tayfalar da olacak,
Hepimiz için yapacak bir şeyler var dünyada.
Büyük işlerde var küçük işler de,
Yapmamız gereken şey yanı başımızda.
Anayol olamazsan ol bir patika,
Güneş olamazsan ol bir yıldız,
İster büyük ol ister küçük,
Her zaman en iyi ol yalnız.



Douglas Malloch
Güzel bir şiir değil mi?

Renkli renkli pilavları seviyorum. Hem tadını, hem de görüntüsünü. Gerçi yapımı şehriyeli pilavdan çok da farklı değil. Havuçları küp küp doğrayıp, yağda biraz çeviriyor, mısırları (konserve) ilave edip, pirinci de ekledikten sonra, pirinç şeffaflaşana kadar kavuruyorum. Ölçüm yok malesef, annelerimiz gibi göz kararı yapıyorum. Pirincin üstüne yaklaşık 2 parmak geçecek kadar kaynamış su koyup, altını kısıyorum. Banakalırsa deneyin, hem şık, hem lezzetli bir pilav.




20 Şubat, 2014

KÜSTÜM ÇİÇEĞİ

Hayat senin onu yaşadığın gibidir. Kendin için üzülmekten vazgeç..

Altta resimleri olan çiçeğin adı "Küstüm Çiçeği". Öyle narin, öyle kırılgan ki, dallarını ellediğiniz anda küsüyor. Bütün yapraklarını kapatıveriyor. Bu biz insanların düşünme tarzı tabii. Niye yapıyor bilinmez... Küstüğünü sanıyoruz ama Allah bilir o nelerden korunmak için, içine dönüyor. 





Tanrı der ki;
Kimi benden çok seversen onu senden alırım... ve ekler,
Onsuz yaşayamam deme,
Seni onsuz da yaşatırım,
ve Mevsim geçer,
Gölge veren ağaçların dalları kurur,
Sabır taşar,
Canından saydığın yar bile bir gün el olur,
Aklın şaşar,
Dostun düşmana dönüşür,
Düşman kalkar dost olur,
Öyle garip bir dünya,
Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur,
Düşmem dersin düşersin,
Şaşmam dersin şaşarsın,
En garibi de budur ya,
Öldüm der durur, yine de yaşarsın...

Mevlana

17 Şubat, 2014

ZEYTİNYAĞLI KURU BİBER/KIRMIZI BİBER DOLMASI

Kuru biberler yazın annemin balkonunda kuruttukları, kırmızı biberler benim ayıklayıp dondurucuya koyduklarımdan. Bizim evde taze dolma biberden kurusu daha çok seviliyor. Böyle olunca sanıyorum ben zeytinyağlı dolma olarak bu ikiliyi tazesinden daha sık yapar oldum. Daha önce zeytinyağlı biber dolması tarifi vermiştim. İç aynı iç ama unutanlar/okumayanlar için yazacağım. Dolmabiberleri üstünü kapatacak kadar su da 1-2 dakika kaynatıp süzüyorum. Dondurucudan çıkan kırmızı biberlere bir şey yapmaya gerek yok. 5 dakika kadar oda sıcaklığında durduklarında, yada musluğun altında şöyle bir yıkandıklarında hemen kendilerine geliyorlar. Zaten tam çözülmeden doldurması da daha kolay oluyor. Banakalırsa henüz denemediyseniz kuru biber dolmasını ve kırmızı biber dolmasını en kısa zamanda deneyim derim. 




Malzemeler
1 Kilo dolmalık biber
5-6 adet irice soğan
1/2 demet maydonoz
dolmalık fıstık ve istenirse kuş üzümü
tarçın, kuru nane, tuz
1 tatlı kaşığı toş şeker
3 bardak pirinç (yaklaşık 20 adet kuru biber+5 adet orta boy kırmızı biber için ben 1,5 bardak pirinç ve 1 bardak su ile yaptım)

Bolca soğan ayıklanır, küçük küçük doğranır, tencereye soğan (irice 5-6 adet) , zeytinyağı yine bolca (soğanın üstüne çıkacak kadar) ve 1 tatlı kaşığı toş şeker ilave edilir çok değil 1-2 dakika çevrilip ayıklanmış ve yıkanmış pirinç (1 kilo biberden yapacaksanız 3 bardak , yarım kilo için 1,5 bardak ki benim genel ölçüm budur) ilave edilip kavurulur. İstiyor iseniz bu aşamada dolmalık fıstık ekleyebilirsiniz. Bir miktar kavurduktan sonra 3 bardak pirinç için 2 bardak su eklenir ve kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirilir. Sonra ağzı açılınca, karabiber, tarçın, doğranmış 1/2 demet maydonoz ve bolca kuru nane ve tuz eklenip karıştırılır biraz kendine gelmesi beklenir. Biberleri doldurup, 1 bardak kadar su ilavesi ile düdüklüde 15 dk. pişiriyorum ben. 

10 Şubat, 2014

KALP KURABİYELER/SEVGİLİLER GÜNÜ




Malum bu hafta Sevgililer Günü. İster kutlayın ister kutlamayın, her yerde ilanlar, reklamlar, bir tüketim çılgınlığı, gençlerde bir telaş, bir telaş,... sormayın gitsin. Bence bir çiçek, kendi ellerinizle yaptığınız pasta, kurabiye, unutmamak ama aynı zamanda abartmamak en güzeli. Kızım çok güzel kurabiyeler yapmış ve resimlemiş. Kimbilir belki bu tarifi bu hafta uygulamak isteyen vardır diye ben de sizlerle paylaşmak istedim. İster sevgiliye, ister anneye, komşuya, misafire, banakalırsa deneyin derim.

CEMREMİN KAKAOLU ÇAY KURABİYESİ

Malzemeler:
2 adet yumurta
1 su bardağından az zeytinyağı
1 su bardağı şeker
1 paket kakao
3 bardak un(su bardağı)
1 paket kabartma tozu bir paket vanilya bir kaşıkta sarella ekleyin
Ben vanilya ve sarelle koymadım.

Malzemelerinizi hazırlayın , önce bir kapta yumurta ve şekeri mikser yardımı ile iyice çırpınız. Daha sonra zeytinyağı ve kakaoyu da ekleyerek çırpmaya devam ediniz kakao iyice eriyince diğer malzemeleri ekleyiniz ve yoğurmaya başlayınız. Önceden ısıtılmış fırında 20/25 dakika pişiriniz.


Cemre:  Not : Ben kakao miktarı fazla olduğu ve şeker hamuru kullanacağım için sarelle ve vanilya kullanmadım. Üstünü şeker hamuru ile kaplamamın kolay olması için de kabartma tozu eklemedim. Şeker hamurunu da Eminönünü'den hazır aldım.

24 Ocak, 2014

FIRIN MAKARNA






Malzemeler
1 paket fırın makarna
3-3,5 su bardağı süt
3-3,5 yemek kaşığı kadar ayçiçek yağı
1 yumurta
tuz/karabiber
1/2 bardak kaşar

Tencerede yağı biraz bol tutmaya çalışarak (unun topaklanmasını engellemek için) 3-3,5 kaşık unu kavuruyorum. Yavaş yavaş süt ilavesi ile koyulaşana kadar pişirip, ılındığında yumurta ve karabiberini ekliyorum.Gerisi kolay haşladığımız fırın makarnalarımızı süzdükten sonra, makarnaları pişirdiğim tencereye alıp, başamel sosun 2/3 ünü döküp karıştırıyorum. Daha sonra fırın kabına ve kalan 1/3 başamel sosta üstüne. En üste bol kaşar. 200-220 derece de kızarana kadar pişiriyorum. Banakalırsa deneyin derim, lezzetli ve genel olarak rağbet gören bir yemek.

20 Ocak, 2014

SON KUŞLAR/SAİT FAİK ABASIYANIK


"Söz vermiştim kendi kendime: Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da, bir hırstan başka ne idi? Burada namuslu insanlar arasında sakin, ölümü bekleyecektim. Hırs, hiddet neme gerekti? Yapamadım.

Koştum tütüncüye, kalem kâğıt aldım. Oturdum.
Ada 'nın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım."

"Haritada Bir Nokta" adlı öyküden.


Son Kuşlar kitaptaki hikayelerden sadece bir tanesi. Kitaba adını veren hikaye de dahil tüm hikayeler güzel ve çok rahat okunur cinsten, hayattan hikayeler. Oldukça güzel bir Türkçe ile kaleme alınmış Son Kuşlar kitabını banakalırsa okuyun derim.

07 Ocak, 2014

KABAK TATLISI



İlk defa yapıyorum. Kızım televizyonda seyretmiş, çok faydalı ve mutlaka yenilmesi gereken bir yiyecekmiş,...istedi yaptım ve "annem rengi çok güzel olmuş gerçekten " dedi. Sevmedi yani. Benim de çok düşkün olmadığım, arada bir yediğim bu tatlı için bir sürü tarif okuduktan sonra annemin yaptığı tariften aklımda kalanlar ile yaklaşık 2 kg kabağa 3 su bardağı şeker ilave ettim. Geceden sabaha kadar bekledim, sabah kalkınca kabaklar yumuşayıncaya kadar pişirdim. Bence biraz fazla sulanmış ama pişince tadı gayet iyi olmuştu. Evde tüketim olmayınca işe götürdüm ve arkadaşlar pek beğendiler. Banakalırsa evinizde gerçekten seviliyorsa deneyin derim.