01 Ekim, 2009

At Kestanesi, Hem Mucize Bitki, Hem İyi Bir Dekorasyon Malzemesi





Sonbahar benim en çok sevdiğim mevsimlerden biridir. Daha doğrusu baharları çok severim hem gidişi, hem gelişi ile. Ortalık bir renk cümbüşü ile canlanırken de doğayı seyretmeye bayılırım, bir hüzün ile ayrılırken de. Mevsimleri sevmek için hem karakter hem de, yaşadığınız mekanlar da önemli bence. Ankara da Sonbaharın nasıl güzel olduğunu sanıyorum herkes bilir, düşünün bir de ODTÜ gibi Ankara’nın en büyük ormanında çalışıyorsanız Sonbaharın güzelliğini. At Kestanesi de en sevdiğim, Sonbaharın en güzel renklerine bürünen ağaçlarından biri. Nisan gibi çiçek açıyor, inanılmaz güzel kocaman çiçekler, Eylül’de kestaneleri var üstünde, sararan yapraklara inat, yemyeşil kocaman kocaman at kestaneleri. Her sene birkaç tane toplayıp mutlaka bilgisayarımın yanına koyarım en kocaman en görkemli olanları seçerek. Bulundukları yerde kurumaları, kurudukça açılmaları, yeşil ve kahve renginin muhteşem birlikteliği, uzunca bir zaman kendilerine hayran hayran bakmamı ve her seferinde güzel bir tebessüm etmemi sağlar. Yine böyle birkaç at kestanesi toplayıp, bilgisayarın yanına yerleştirip, kuruyup açılmalarını seyrederken birden aklıma http://dahabaska.blogspot.com/ gördüğüm, sonbahar yaprakları ile süslenmiş mumlar geldi ve bende at kestanelerini aynı amaçla kullanabileceğimi düşündüm. Umarım resimlerimde sizde aynı hazzı alır, ya da kendiniz toplayıp kurutur ve onları seyretmenin nasıl güzel bir terapi olduğunu fark edersiniz…..

Bu arada at kestanesinin meyvesinin zehirli olduğunu, meyvesinin harici olarak kullanıldığında varis ve basura iyi geldiğini, romatizmal ağrıları ve güneş lekelerini giderdiğini yeni öğrendim.

Amerikan Tabipler Birliği’nin haftalık dergisi JAMA’nın bir alt yayını olan "Archives of Dermatology"de yer alan bir makalede, at kestanesi ekstresinin yararları anlatılıyormuş. Makaleye göre, “kaynatılıp içilmesi halinde ölüme bile sebebiyet verebilen bu zehirli meyvenin ekstresi, damar ve kılcal damarların yapısını koruyarak, pürüzsüz bir tene sahip olmayı sağlıyor. At kestanesi özünün merhem, tentür veya jel haline getirilmiş türlerini cilde sürerek kullanmak, varis ve romatizmal hastalıklar haricinde, bacaklardaki ağrı, yorgunluk, kaşıntı ve darbe sonucu oluşan şişliklere de iyi geliyor. Sürmelik tentürleri aktarlarda bulunabilen meyvenin eczanelerde satılan hap şeklindeki tabletlerinin kullanımı içinse mutlaka doktora başvurmak gerekiyor. Zehirli olduğu için, meyvesinin çiğ veya kaynatılarak yenilip içilmesinin öldürücü olabileceğini vurgulayan uzmanlar, problemli bölgelere harici olarak merhem veya tentür şeklinde sürülmesinin ise gözle görülür iyileşmelere yol açacağını” belirtiyor.

Bir de mucize iksir olarak kullanımı var tabii ki… Özellikle kırışıklıklara çok iyi geldiği söyleniyor. Benden demesi ben ağacına, çiçeğine, meyvesine vurgunum ama, çok da boş olmayan bir hayranlıkmış benimkisi, baksanıza nelere iyi geliyor.

Evde atkestanesi yağı yapmak için : Sonbahar da olgunlaşan tohumları kabuğundan çıkarılıp rendeleyin. Bir kavanozun üçte birini atkestanesi ile doldurun, geri kalanına saf sızma zeytinyağı koyun ve kızgın güneşte 45 gün bekletin. Her akşam çalkalayın. Daha sonra süzün, bir cam şişeye doldurulup serin yerde saklayın. Göz çevresi kırışıkları, kılcal damar çatlamaları ve gevşemiş boyun derisinin düzeltilmesi için her akşam yatmadan birkaç damla yağ ile yüze ve boyuna masaj yapmak faydalıdır. Vücuttaki deri çatlaklarına ve varislere aynı şekilde muntazam olarak kullanıldığı zaman şikâyetler ortadan kalkacaktır.

Atkestanesinden losyon hazırlamak için : 4-5 tane atkestanesini rendeledikten sonra 2 tane atkestanesi yaprağıyla birlikte 2 su bardağı suda bir taşım kaynatın. 15-20 dakika demlenmesini bekleyin, soğuduktan sonra suyunu süzün. Hazırladığınız losyon, ödem oluşmuş ayak ve bacaklarda, ağrıyan eklemlerde rahatlıkla kullanılabilir.

Hiç yorum yok: